"Tam anlamıyla mutlu olmanın ne demek olduğunu biliyordum. Ama asıl sorun, mutluluk uçurumundan düşmenin fena hâlde can yakmasıydı."

~~~~
Royallerin entrikalarla bezeli hayatına son hızla devam ediyoruz. Başlamadan önce uyarımı yapayım, ilk kitabı okumadıysanız bu yazı sizin için SPOİLER içerebilir. :)
Kağıt Prenses'i okurken Brooke karakterinin bir işler çevireceğini sezmiştim ve kitabın sonunda beklenen oldu. Kurban olarak Reed'i seçmiş ve yaptığı plan doğrultusunda ikisi uygunsuz bir şekilde Ella'ya yakalınınca meraktan çatlatan bir final yapmıştı. Aşık olduğu adamı, başka bir kadınla yakalayınca tahmin edersiniz ki Ella çekip gitti. Paramparça Prens kitabında bu olaydan sonrasını Reed'in gözüyle okumaya başlıyoruz. Pişmanlıklar, Ella'ya kendini nasıl affettireceği vs vs. 
Bu noktada Callum Royal yine devreye giriyor ve yaşananlardan habersiz bir şekilde Ella'nın izini sürüp onu buluyor. Kızımız biraz gurur yapar, Royalleri süründürür diye düşünmüştüm ama beni yanılttı ve hemen malikaneye geri döndü. 
Brooke'un hamilelik kozunu kullanarak Reed ve Ella'yı parmağında oynatmasını ve bunun sonucunda yaşanan kimin eli kimin cebinde belli olmayan olaylar silsilesini okuyoruz.

~~~~~
"Senin için neredeyse her şeyi yapmaya hazırım. Geçmişe dönüp işleri düzeltme şansım olsaydı bunu yapardım." Bana kararlılıkla bakıyordu. "Ama seni yalnız bırakmayacağım."
~~~~
İlk kitabın heyecan ve merak uyandırıcı sonunu okuduktan sonra ara vermeden ikinci kitaba başladım. Ella ve Reed bir araya gelebilecek mi, Brooke'un sinsi planları neler öğrenmem gerekiyordu çünkü. :)
Fakat ne yazık ki Paramparça Prens, Kağıt Prenses kadar içine çekemedi. Ara kitap olduğu için mi bilmiyorum biraz durağan geldi bana. Bir de cinsellik odaklı oluşu rahatsız etti açıkçası. Yazar entrikalı bir şeyler yazayım ortalık karışsın diye düşünürken bir tık dozunu kaçırmış gibi geldi bazı noktalarda.
Kitaba dair aklıma takılan bir diğer nokta ise bizim dizilerdeki gibi herkesi dize getiren "Koskoca Royaller" havasıyla gezinen Royal erkeklerinin para avcısı iki kadının tehditleriyle dize gelerek, parmaklarında oynatabilecekleri kıvama gelmesi biraz saçma geldi açıkçası. Yazar bu noktada daha sağlam bir kurgu oluşturabilirdi diye düşünüyorum.
Ella karakteri ilk kitapta cesur ve tüm entrikalara rağmen sapasağlam durmasıyla hoşuma gitmişti fakat bu kitapta Reed ve "onun etkisinden" bir türlü çıkamadı nedense..
Reed karakteri de klasik bir bad boy, kitabın bir kısmını onun bakış açısından okusak da bir şeyler eksik hissettirdi ve ne yazık ki kendisine ısınamadım.
Kötü huylarını bir kenara bırakırsak en sempatik Royal'in Easton olduğuna karar verdim ve şimdilik favori karakterim o oldu diyebilirim. 
Kitabın son bölümlerinde yaşanan olaylar sebebiyle polisiye havasına dönmesi durumu biraz toparladı bence. Yaşanan beklenmedik olaylar birazda olsa heyecanlanmamı sağladı ve kitabın sonunda yazarın patlattığı bir diğer bomba ile üçüncü kitabın sonunda neler olacak acaba diyerek bitirmiş oldum. Bahsettiğim eksi yönlerini göz ardı edersek, kitap okumakta zorlandığım bir dönemde kolaylıkla okuduğum, gençlik filmi izlemiş hissi uyandıran bir kitaptı. 
Mutlaka alıp okuyun diyebileceğim bir seri değil ama benim gibi kitap okumakta zorlandığınız dönemlerde okumak için bir şeyler arıyorsanız göz atabilirsiniz.

~~~~
Royal Serisi Kitap Yorumları
Diğer kitapların yorumları da yakında gelecek. :)



KİTABIN KÜNYESİ
Orijinal Adı:
Broken Prince
Adı: Paramparça Prens
Yazar: Erin Watt
Seri : The Royal - 2. Kitap
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Baskı tarihi: Mayıs 2021

 


"Bu hayatta, pusulanın kırmızı ucu hep vicdanını göstersin."

~~~~

Kostik, Cinli ve Zehir. 

Kendilerini hayatın adaletsizliğini düzeltmeye adamış 3 arkadaş. Bunun için birtakım karanlık işlere bulaşmış olsalar da içlerinde asla kötülük barındırmayan insanlar. Artık bu tür işlerden el-ayak çekip sakin bir hayat sürmeye karar verdiklerinde Leyla çıkagelir.  Aşiyan mezarlığında çello kutusunun içerisinde bulunan bebek cesedi ile başlayan hikaye ile bu 4 insanı tanımaya başlıyoruz. Ve mezarlıkta bulunan bebeğin cinayetinin arkasındaki sır perdesinin aralanmasına şahitlik ediyoruz.

~~~~

“Karanlık her zaman kötü değildir. Aradığın şey bir unutma bahçesi ise karanlıktan iyisi yoktur. Kaybolur gidersin siyah perdenin arasından. Gördüğün yok, görenin yok... Bir de zihnine çekebilirsen karanlığın perdesini mesele tamamdır. Unutmak için beyninin dehlizlerini karanlığın uykusuna yatırman gerek en başta. Sonra beynin uyur, sonra sen uyursun; nihayet uyursun. Demek ki artık başarabilmişsindir unutmayı, demek ki artık karanlığın dinginliğini ruhuna yedirmişsindir. Korkular yok yalnızca karanlıkta, korkularından kaçıp sığınacağın bir ağaç kovuğu olur bazen karanlık.”

~~~~

Bıçak Islığı, ilk sayfalarda anlamakta zorlandığım fakat ilerledikçe her şeyin yerli yerine oturduğu bir okuma serüveni oldu benim için. Yazarımız Leyla, Kostik, Cinli ve Zehir karakterleri üzerinden ortaya çıkardığı kurgusu ile sokaklardaki yaşam mücadelesini, insanların psikolojik durumlarını ele alırken diğer yandan da insanların hırsları uğruna yaptıklarını vurucu bir şekilde aktarmıştı bence. Aslında kitaba dair birçok şey söylemek istiyorum fakat kısacık olan bu hikayeye dair ne dersem spoi olup kitabın büyüsünü bozacağını düşündüğümden kendimi tutuyorum. :)

Çello kutusundaki bebeğin cinayetinin failini bulma serüveni oldukça gizemli ve heyecanlıydı. Aynı zamanda her bir karakterin hayatına dair öğrendiklerim; Çello sanatçısı olan Leyla'nın sakin bir hayattan böyle bir duruma sürüklenmesi, sokakta karşılaşsak belki de farklı gözle bakacağımız Kostik, Cinli ve Zehir'in hayatlarını bu hale getiren şeyler beni çok etkiledi.

Cinayetin asıl failinin bulunması ve ona yapılanları okurken bir oh çektiğimi de itiraf edeceğim. Adalet böyle sağlanmaz diyeceksiniz belki ama hırslarının kölesi olup masum insanların hayatlarını hiçe sayan bu insanların gerçekte de olduğunu bilmek sinirlerimi altüst etti. Kurgu ya da değil bir şekilde cezalarını çektiklerini görmek o durumu unutturmasa da iyi geliyor bence.  

Bıçak Islığı, kısa bir eser fakat yazarımızın toplum ve bireye karşı eleştirel bir kurgu oluşturması sebebiyle yoğun ve dolu doluydu bence. Birkaç sayfa okuduktan sonra olayların akışına öyle kapılıyor ki insan, anlatımın akıcılığı ile de birleşince, kitap bittiğinde kendine geliyor. Bittikten sonra da okuduklarını sindirme süreci başlıyor. :)

Okurken sizi sarsan, eleştirel bakmanızı sağlayan eserleri okumayı seviyorsanız Bıçak Islığı kitabına şans vermelisiniz.

~~~~

KİTABIN KÜNYESİ
Adı:
Bıçak Islığı
Yazar: Mesut Çiftci
Yayınevi: İnkılap Yayınları
Sayfa Sayısı: 156
Baskı tarihi: 2022

 


"Birine böylesine güvenmek güzel bir şey olmalıydı. Benim güvendiğim tek insan artık yanımda değildi. Ölmüş ve gömülmüştü."

~~~~

Ella Harper, hayatını doğduğu andan itibaren annesinin peşinden oradan oraya sürüklenerek geçirmiş olsa da umudunu hiç kaybetmemiş, bir gün zorlukların içerisinden kurtulacağını hayal ederek yaşamıştır. Hayattaki tek dayanağı olan annesinin ani ölümüyle yapayalnız kalan Ella'nın hayatı, birden ortaya çıkan adamın varlığıyla tamamen değişecektir. 
Aniden ortaya çıkan bu adam, hakkında hiçbir şey bilmediği babasının arkadaşı olan Callum Royal, Ella'ya hayallerinin ötesinde kocaman bir malikane, özel okul ve yüklü miktarda harçlık ile rüya gibi bir hayat sunar. Bu rüyayı kabuse çevirecek  5 erkek kardeş bonusu ile. Hepsi birbirinden zalim ve bir o kadar çekici olsalar da, Ella'nın en büyük sınavı ondan kurtulmak için her şeyi yapabilecek Reed Royal'den başkası değildir.

"Zenginlik, ölçüsüzlük, aldatma ve her kapının ardında başka bir günahla, Ella Royal Malikanesi'nde tutunmak istiyorsa önce kendi yolunu bulmak zorundaydı."

~~~~

"Aileni kaybetmiş olabilirsin ama artık yalnız değilsin, Ella. Sen artık bir Royal'sın."

~~~~
Royal serisi, sosyal medyada sıkça karşıma çıkan ve okuyanların çoğu tarafından övgüyle bahsedildiği için merak ettiğim ve okumak istediğim serilerden bir tanesiydi. Bir arkadaşım hediye edince bekletmeden okudum ama yazı hazırlamak için fırsatım olmayınca sizlere bahsetmek bu zamana kaldı. :)
Kitap okumakta zorlandığım, kolay okunan ve kafa dağıtacak türde kitap aradığım dönemde okumaya başladım. Bu konuda beklentimi karşıladığını söyleyebilirim. Akıcı anlatımı ile kısa bir süre içerisinde okuyup bitirdim. Konusu itibariyle Gossip Girl, Elite vb popüler dizilere benziyor. İhtişamlı hayatlar, karmaşık ilişkiler ve entrika dolu bir seri. 
Kağıt Prenses kitabında Ella'nın Royal'lerin hayatına dahil olduktan sonra yaşadığı zorlukları okuyoruz. 5 Royal erkeği hayatlarına sonradan dahil olan, para avcısı olarak gördükleri bu kıza karşı savaş açmışken, Ella birde okulda hakkında çıkan dedikodular ve ona kurulan komplolar ile başa çıkmak için çaba göstermek zorunda kalır. Ona her türlü zorluğu çıkaran Reed Royal'e doğru çekilmesi ise onun için başa çıkılması gereken ayrı bir problem gibi görünüyor.
İtiraf etmem gerekirse konusu, olayların gidişatı klişe ve aşırı derecede tahmin edilebilir. Ama anlatımı akıcı olunca bu durum okurken beni rahatsız etmedi aksine çok rahat bir şekilde okudum. Kitaplarda cinsellik, madde kullanımı ve yasadışı dövüş gibi konulara yer verilmesine karşı değilim fakat bu seride özellikle cinsellik konusu aşırı yoğun şekilde ele alınmıştı. Küçükten büyüğe her karakter sürekli libidosu tavan yapmış şekilde dolaştığı için bir yerden sonra bu kadarı fazla yeter ama hissi veriyordu açıkçası. Kitaba dair beni rahatsız eden tek nokta bu olduğu için bahsetmek istedim. Geneline baktığımda keyif alarak okuduğum bir kitap ve seriydi.
Bu türde kitapları okumayı seviyorsanız ya da benim gibi kitap okumakta zorlandığınız bir dönemde, kafa dağıtmalık tarzda bir şeyler okumak istiyorsanız Kağıt Prenses ve Royal serisine şans verebilirsiniz. ♥
Serinin diğer kitapları hakkında yazılarım da çok yakında bloğumda olacak. :)

~~~~

KİTABIN KÜNYESİ
Orijinal Adı:
Paper Princess
Adı: Kağıt Prenses
Yazar: Erin Watt
Seri : The Royal - 1. Kitap
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Baskı tarihi: 1.Baskı Şubat 2021