Adı: Seondal: The Man Who Sells the River | 봉이 김선달
Tür: Tarih, Komedi
Süresi: 121 Dakika
Yapım Yılı: 2015 - 2016
Ülke: Güney Kore - Dili: Korece
Oyuncular: Yoo Seung-Ho, EXO Xiumin, Ko Chang-Seok, Ra Mi Ran, Cho Jae-Hyun, Seo Ye-Ji, Jun Suk-Ho, Yeon Woo-Jin

KONUSU
Joseon krallığının son dönemlerinde yaşanan bir savaşta bir araya gelen ve hayatta kalmayı başaran Kim In Jong, Bo-Won ve Gyeon bir dolandırıcılık çetesi kurar. Yaptıkları planlar ile ülke çapında ünlenen bu çete büyük vurgun için hazırlıklar yapmaktadır. Fakat bu işi yaparken ülkenin en güçlü ve yetenekli adamını atlatmaları gerekmektedir. Planları işleyip büyük vurgunu yapabilecekler mi dersiniz? 

Merhabalar ^^
Görüşmeyeli nasılsınız? Ben yine ortalardan kaybolup geri geldim. :))
Eğlenceli bir şeyler ararken arkadaşımın tavsiyesi üzerine keşfettiğim ve başrolünde Yoo Seung Ho'nun rol aldığını görünce hemen izlemeye karar verdiğim Seondal filmi ile geldim.
Savaşın ortasında tanışan ve hayatta kalmayı başaran 3 adam ile başlıyor hikayemiz. Yoo Seung Ho'nun canlandırdığı Kim In Jong'un zekası ve diğerlerinin yetenekleri ile kurdukları dolandırıcılık çetesinin planları tıkır tıkır işlerken çetenin ünü ülkeye yayılır. Her görevde çıtayı biraz daha yükselten Kim In Jong, ticaretin en pahalı ürünlerinden tütünü çalmaya karar verir. Ülkenin en güçlü ve yetenekli adamını alt etmek için oldukça incelikli bir plan yapar ama uygulama kısmında neler olduğu izleyenlerin öğreneceği bir yanıt olsun. :)
***
Film savaşın ortasında başlayınca hüzünlü bir hikaye beni bekliyor galiba diye düşünürken yukarıda bahsettiğim 3 adamın savaştan canlı çıkmak için yaptıkları beni kahkahalara boğdu. Sonrasında çetenin yaptığı dolandırıcılık işleri ve karakterlerin muzip hallerini beni epey eğlendirdi.  

Mini minicik bir spoi olacak ama Seung Ho'nun şu hali aklıma geldikçe gülmekten kendimi alamıyorum. :D
Filmin ilk yarısı eğlenceli bir şekilde ilerlerken ikinci yarısı büyük planın verdiği aksiyon sebebiyle heyecanlı ve bazı gelişmelerden dolayı hüzünlü bir hal aldı. 
Bu kısımdan sonrası filme dair SPOİLER içerebilir, uyarımı yapayım. :)
Çetenin büyük vurgun için yaptığı planlar o kadar zekiceydi ki bazı kısımlarda "vaaovv! ne plan ama!" diye düşündüm. Çete üyeleri zeki olsa da karşılarındaki kişi de oldukça zorlu biri olunca olaylar daha da heyecanlı bir hal aldı ve film nasıl aktı gitti anlamadım.


Oyuncu kadrosu da oldukça başarılıydı. Ko Chang Seok ve Ra Mi Ran'ı genelde yan rollerde izliyoruz ve ben başarılı olduklarını düşünüyorum. Yoo Seung Ho ve Ko Chang Seok, geçen sene Memorist dizisinde yeniden bir araya gelmişlerdi zaten. :)

Son dönemde It's Okay to Not Be Okay dizisiyle gündeme gelen Seo Ye-Ji'ni kadroda görmek ise benim için sürpriz oldu. Bu filmde daha sakin bir roldeydi tabii. :))

***
Seondal: The Man Who Sells The River, hem akıcı olay örgüsü hem de başarılı kadrosuyla benim için keyifli bir filmdi. Tam aradığım türde nokta atışı bir seçimdi benim için. :)
Siz de benim gibi eğlenceli ve heyecanlı bir şeyler izlemek isterseniz, Seondal filmine şans verin derim. ♥
 



 Selamlar blog dostlarım!

1 aylık bir aradan sonra geldim. Görüşmeyeli nasılsınız? Ben buralarda yokken neler yaptınız? Biraz sohbet edip arayı kapatmayı isterim. :)

Buralarda yokken okuduklarımı ve izlediklerimi sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bunlardan ilki ile başlıyorum. :)

~~~~

"Sevdiğiniz bir insanı kaybetmeye hiçbir zaman hazır olamıyorsunuz. Her ölüm biraz gizemli ve açıklanamaz oluyor ve her zaman hazırlıksız yakalanıyorsunuz. O yüzden yapabileceğiniz en iyi şey, elinizde kalanlarla idare etmeyi öğrenmek."

~~~~

Kitabın adından da tahmin edeceğiniz üzere, bir yas sürecini konu alıyor. Elvis'in uyurgezer olan annesi bir akşam yaşadığı kaza sonucunda hayatını kaybediyor. Bu olay sonrasında ailesinin yaşadığı yas sürecini Elvis'ten dinliyoruz. Elvis henüz 10 yaşında olsa da yaşının çok üzerinde zekaya ve olgunluğa sahip bir kız. Bilimsel gerçeklerle arası iyi olan kızımız, her yasın 18 ay sürdüğünü öğrenir ve kendisine bir yas çizelgesi oluşturur. Bu sayede annesinin yasını tutabilecektir. Fakat annesinin kaybından sonra tuhaf bir ruh haline giren babası ve uyurgezer olan ablası Lizzie ile ilgilenme sorumluluğunu üstlenir. Diğer yandan da annesinin ölümündeki tuhaflığına yanıt ararken, yetişkinlere taş çıkartacak bilgeliğiyle kendine hayran bırakıyor.

~~~~

"Köpekler hayata dair çok temel bazı şeyleri çoktan çözmüşler: Bir şeyleri kafaya takıp hayatlarını zehir etmiyorlar. Kalpleri her zaman daha fazla sevmeye açık."

~~~~

Yan Pasaj, yayın hayatına başladıklarından itibaren her kitabını büyük bir merak ve heyecanla beklediğim ve severek okuduğum bir yayınevi. Her Yas On Sekiz Ay Sürer kitabı hakkında konuşurken, büyülü gerçeklik akımıyla yazıldığından bahsettiklerinde daha bir meraklandım. Bu akımla yazılmış kitapları duyuyorum ama bu zamana kadar okuma fırsatım olmamıştı. Annie Hartnett'in bu kitabı ile türle tanışma fırsatım oldu. Türe yabancı olduğum için kitaba başlamadan önce çekincelerim vardı ama ilk sayfalardan bu hislerimin yersiz olduğunu, keyifli bir yolculuğun beni beklediğini anladım. Öyle ki normal şartlarda karakter ağzından anlatıma sahip kitaplarda biraz sıkılırım ama bu kitapta olayları Elvis'in bakış açısıyla okumak çok hoşuma gitti. Bazı kısımlarda olayın akışından başka konulara geçiş olsa da bu durum beni hiç rahatsız etmedi. Buna dayanarak akıcı bir anlatıma sahip olduğunu söyleyebilirim.^^

Elvis ise, olağanüstü bir çocuktu gerçekten. Bilgeliğine ve olgunluğuna hayran kaldım. Yaşadığı bu zor süreçte olaylara bakış açısı ve yaklaşımları bana da farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sizin de Elvis ile tanışmanızı çok isterim. ♥

~~~~

KİTABIN KÜNYESİ 

Adı: Her Yas On Sekiz Ay Sürer 
Özgün Adı: Rabbit Cake 
Yazar: Annie Hartnett 
Çevirmen: Acar Erdoğan 
Yayınevi: Yan Pasaj 
Sayfa Sayısı: 312 
Baskı tarihi: Kasım 2020