Hüzün Yağmurları - Burçin Çelik | Kitap Yorumu

, , No Comments


Kitabın Adı : Hüzün Yağmurları 
Yazar : Burçin Çelik
Yayınevi : Gitane Kitap
Sayfa Sayısı : 432
Baskı Yılı : 2017

Herkese merhabalar! :)
Adının hakkını verircesine Hüzün dolu bir kitabın yorumuyla karşınızdayım.
Kitap çıkmadan önce arkadaşım Meltem ( Kitap Meltemi ) çok bahsetmişti. O kadar merak etmiştim ki çıksa da hemen okusam artık diye bekliyordum. :)
Çıktıktan sonra öyle harika bir sunum ile elime ulaştı ki bundan bahsetmeden geçmek haksızlık olurdu bence. Birkaç yayınevi sunum konusunda tabiri caizse birbiri ile yarışsa da Hüzün Yağmurları'nın sunumu açık ara favorim şu sıralar. Paket ilk olarak lavanta kokularıyla selamladı beni. Daha sonra 4 adet polaroid fotoğraf, alıntı kartları ve yazar tarafından yazılmış minik mektup. Bir de kitaptaki bir sahneye atıfta bulunmak için horoz şekeri konulmuştu. Bu kadar ince düşünülüp hazırlanan pakete kıyamadığım için bir süre açamadığımı da itiraf etmeliyim. :)
Bakınız; 

Berrin ve Serdar'ın gel-gitli aşk hikayesini anlatan kitap, adeta olacakların habercisi gibi Berrin'in gördüğü kötü bir rüya ile başlıyor. Bir yanı bu rüyanın gerçekleşmesinden korkarken diğer yanı Serdar ile aralarındaki sorunların nasıl çözüme ulaşacağı konusunda düşüncelerle boğuşmaktadır.
Geçmişte ikisi de zor zamanlar geçiren ikilimizin yolu yağmurlu bir günde kesişir. Serdar, Berrin'in büyüsüne kapılıp peşinden ayrılmazken, Berrin ona karşı mesafelidir. Ne kadar uzak durmaya çalışsa da Serdar'ın içindeki yaralı çocuğu fark edince dayanamaz ve onun yaralarına derman olmak ister. Aralarındaki aşk masalları kıskandıracak şekilde ilerlerken, geçmişin soğuk izleri bunu kıskanırcasına gelip aralarına yerleşir.
Serdar, geçmişinde yaşadıklarını tekrar yaşamaktan korkarak bencilce kabuğuna çekilirken, kendisi gibi yaralı olan Berrin'e yeni yaralar açtığını fark etmez. Bu durum gittikçe büyüyerek aralarında koca bir uçurum oluşturur.
O uçurum kapanıp masalsı aşk kaldığı yerden devam edebilecek midir?


Hüzün Yağmurları, Burçin Çelik'in kalemi ile tanışma kitabım oldu. Anlatımına alışık olmadığım için, devrik cümleleri okurken başlarda beni zorlasa da alışınca şairane bir hava kattığını fark ettim. Karakterleri ve onların duygularını da güzel bir şekilde ele aldığını düşünüyorum. Karakterlerin verdiği kayıpları kendim vermişcesine üzülürken, Serdar'ın bencilliğine oldukça kızdım. Adamın geçmişte yaşadıklarına üzülsem de yaptıklarına bahane olduğunu düşünmüyorum bu sebeple halen Serdar aklıma geldikçe saydırıyorum!
Hüzünlü kitapların ağır bir havası olduğu için akıcılığı kestiğini düşünsem de bu kitabı çok kısa denebilecek bir süre de okuyup bitirdim. Sonunu okuduğum an boğazımda koca bir yumru ile kocaman bir boşlukta hissettim kendimi. Ciddi anlamda beklemediğim bir sondu fakat farklı bir son olsa bu kadar etkileyici olmayacağı kanaatindeyim.
Hayatın içerisinden hüzün dolu bir hikaye okumak isterseniz gözüm kapalı öneririm. 



0 yorum:

Yorum Gönder