Siyah Kar - Juliette Sobanet | Kitap Yorumu

, , No Comments

Kitabın Orijinal Adı : Midnight Train to Paris
Yazarı : Juliette Sobanet
Çevirmeni : Solina Silahlı
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı : 278

"Zaman adeta sihirli bir değnek gibidir. Ya tamamen olacakları değiştirirsiniz ya da geçmişin gölgesini..."

Herkese merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, benim okulum başladı ve bu dönem oldukça yoğun geçecek gibi görünüyor. Ama sizleri yorumlarımdan mahrum bırakmamaya çalışacağım, söz! :)) 
Arkadya Yayınları, Siyah Kar kitabının tanıtımları yapmaya başladığı anda ben de merakla beklemeye başlamıştım. Daha önceki yorumlarımı okuyanlar Arkadya Yayınları'nı ve kitaplarını ne kadar sevdiğimi bilir. Siyah Kar kitabından da şüphem yoktu ve beni yanılttı mı? Yanıltmadı. :) 
Her neyse gevezeliği bir yana bırakıp kitabımızın konusuyla giriş yapayım. :)

"İkizlerin birbirini hissettikleri söylenir. Tıpkı gazeteci Jillian Chambord'un, korkunç bir rüyadan karlı sabaha uyandığında ikizi Isla'nın başının dertte olduğunu hissettiği gibi.Yollarını ayırdıktan altı sene sonra Samuel Kelly'nin dedektif olarak Jillian'ın karşısına çıkması iyiye işaret değildir. İkizi Isla, iki genç kızla birlikte İsviçre'den Paris'e giden gece yarısı ekspresinden kaçırılmıştır.
Jillian, acı bir geçmişi paylaştığı ikizini bulmaya çalışırken, Yılbaşı Arifesi'nde tarihin yeniden yaşandığını keşfeder.Çünkü 1937 yılında Isla gibi başka bir genç kız iki kişiyle birlikte aynı trenden kaçırılmıştır. Jillian ve Samuel, olayı çözmek için gece yarısında Doğu Ekspresi treninde yolculuk ettiklerinde kendilerini çok farklı bir durumda bulurlar. Onlar artık 1937 yılındadır... Jillian bu zorlu yolculukta ikizini kurtarmaya çalışırken, Samuel'e olan hislerini dizginleyebilecek midir? Dahası artık onlar için bir gelecek var mıdır?"



Jillian, çok güçlü bir karakter. Geçmişinde yaşadığı kötü olaylar sebebiyle kendini insanlara karşı kapatmış ve işine yoğunlaşmış olsa da kardeşinin başına kötü bir şey geldiğini hissediyor. Kaçırıldığını öğrendiği zaman ise gözünü kırpmadan kardeşi Isla'yı kurtarmak için olayların içine atılıveriyor üstelik eski aşkı, dedektif olan Samuel ile birlikte. Kanıt toplamak ve Isla'yı bulma niyetiyle bindikleri Doğu Ekspresi'nde kendilerini bir anda 1937 yılında bulurlar. Artık birçok kişinin kaderi,geçmişi ve geleceği tamamen ikisinin elindedir. Bu kısımdan sonra öyle olaylar oluyor ki soluksuz bir şekilde okuyup "Bir sonraki sayfa da ne olacak acaba?" , "Bu olaylardan kurtulurlarsa gelecekte ne gibi şeyler yaşanacak?" gibi birçok soru sorup durdum.
Sorularımın yanıtını da alabildiğim için oldukça sevindim. :)

Yazarla tanışma kitabım olmasına rağmen anlatımını ve kurgusunu çok sevdim. Kitap kısacık olmasına rağmen dolu dolu ve etkileyiciydi. 

Sonunda Jillian ve Samuel'in yeni olaylara atılabileceği konusunda açık bir kapı bırakılması beni çok mutlu etti. Umarım devamı vardır ya da olur. Bence bu kitabı kesinlikle okumalısınız , kesinlikle pişman olmayacaksınız. Hatta yeni kitapları birlikte bekleyebiliriz. :) 



0 yorum:

Yorum Gönder